hatır için yapılan iş
canının kıymetini biliyorsan.
âşık olmak.
sevda çekmek Fiil
kara sevda
işi için yanıp tutuşmak Fiil
romantik gençlik aşkı
oynaşmak Fiil
kibar aşkı: (Ortaçağlarda) kibarların evlilik dışı aşk maceralarında izledikleri kural ve davranışlar.
bir şey elde etmek için gösterilen sahte sevgi
gönül avutmak Fiil
aşk ilanı
çılgınca aşık
âşık olmak Fiil
gönül vermek Fiil
gönlünü kaptırmak Fiil
sevmek Fiil
tutulmak Fiil
vurulmak Fiil
sevdalanmak Fiil
tutulmak Fiil
gönlünü kaptırmak Fiil
vurulmak Fiil
gönül vermek Fiil
(birine) âşık olmak, gönül vermek, gönlünü kaptırmak, vurulmak,
k.d. abayı yakmak.
birine aşık olmak Fiil
...e sırılsıklam aşık olmak Fiil
aşkı bitmek Fiil
artık sevmemek Fiil
ilk aşk,
k.d. ilk göz ağrısı.
karşılık beklemeden, fisebilillâh, pîr aşkına, sırf iyilik olsun diye, hatır için.
Work (just) for
love: Fisebilillâh/pîr aşkına çalışmak.
para veya hatır için.
not for love nor for money: ne para ne de hatır için, asla, hiçbir suretle,
olanaksız, imkânsız.
It cannot be done for love or money: Bu ne para ile, ne de hatır için yapılır.
… aşkına, … hatırı için.
For the love of mercy, stop that noise: Allahaşkına kes şu gürültüyü!

Put that gun down, for the love of God.
do something for the love of it: bir şeyi zevk için/hoşlanarak yapmak.
...in hatırı için
Allah aşkına Zarf
nikâhsız yaşama
serbest aşk, nikâhsız evlilik, evlenmeden /sorumluluğa katlanmadan karı-koca hayatı yaşama. İsim
sevgilerimi söyle
sırılsıklam aşık Sıfat
Seni seviyorum. Cümle
Çok isterdim ama ...
gayri meşru aşk
bitik (argo)
aşık
âşık, tutkun, sevdalı, bağlı.
in love with life: hayata bağlı.
in love with one's work: işine bağlı, işini seven.
vurgun
baygın
severek/seve seve yapılan iş, çıkar karşılığı değil zevk için (gönüllü) yapılan iş. İsim
Ne münasebet!
aşk, sevda.
to be in love with = to fall in love with: -e âşık olmak/sevdalanmak/tutulmak.
The
young pair are in love (with each other): Genç çift birbirine âşık/tutkun.
sevgi, muhabbet.
a mother's love for her child: bir annenin çocuğuna karşı sevgisi.
He sends
you his love: Size selam/sevgilerini yolladı.
(cinsel) arzu, ihtiras.
sevgili, maşuka, yâr, dost.
an old love of mine: eski sevgililerimden biri.
(hitap olarak) sevgili, aziz.
My love: Sevgilim.
What a love of a child: Ne cici/sevimli/hoş çocuk.
aşk macerası, âşıklık, âşık olma.
Aşk Tanrısı/Mabudu/İlâhı (Eros veya Cupid gibi).
iyilik, sevgi hayırhahlık.
the love of one's neighbor.
hoşlanma, tutku.
Her love of books.
sevilen şey, tutku.
The theater was her great love.
(a) Allah sevgisi, (b) Allahın kullarını sevmesi, rahim, merhamet, (c) insanların birbirine göstermesi
gereken sevgi/merhamet/iyilik.
(teniste) sıfır, pata, hiç sayı yapmama.
at love: rakibine hiç sayı kazandırmadan.
He won three games at love.
sevmek, sevgi/muhabbet duymak/göstermek.
All her pupils love her. I love my country. She loves her mother.
âşık olmak, sevdaya tutulmak, gönül vermek.
hoşlanmak, istemek, istek /zevk duymak.
to love music. He loves playing the piano. Most people love
ice cream.
“Will you come?” “I should love to.”: “Gelir misiniz?” “Memnuniyetle, seve seve.”
ihtiyaç duymak, yararlanmak, hoşlanmak.
Plants love sunlight.
(a) sevişmek, cinsel temasta bulunmak, (b) sevmek, okşamak.
aşk macerası. İsim
sevişme, cinsel temas (özellikle birbiriyle evli olmayan kadınla erkek arasında). İsim
domates. İsim
sevda okları: kuartz üzerinde oluşmuş ince parlak iğneler şeklinde kırmızı kahverengi veya siyah titanyum dioksit kristalleri. İsim
(gençlerin sevgi ve barış simgesi olarak daktıkları) boncuklu gerdanlık. İsim
muhabbet kuşu
sırılsıklam aşıklar İsim
sevda büyüsü, sevgi uyandıran sihir. İsim
piç, gayrımeşru çocuk. İsim
sevişmek Fiil
(ilk Hristiyanlarda) dostluk bağlarını kuvvetlendirmek amaciyle düzenlenen ziyafet. İsim
dostluk ziyafeti, yeni cemiyetlerde eski Hristiyanların bu ziyafetini takliden yapılan dinî tören. İsim
şölen, bir kimse şerefine verilen ziyafet. İsim
kaybeden takımın hiç sayı yapamadığı tenis oyunu. İsim
çayırgüzeli
(Eragrostis major). İsim
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur. (Malî güçlükler içinde yapılan evlilik için söylenir).
ilgi duyulan kişi İsim
Havada aşk kokusu var. Cümle
aşk düğümü, sevgi simgesi olarak özel bir şekilde bağlanan kurdele. İsim
aşk mektubu. İsim
aşk evliliği, yalnız aşk üzerine kurulan izdivaç. İsim
Beni seviyorsan dostlarımı da seversin.
vatan sevgisi
hayatımın aşkı İsim
aşk şiiri İsim, Edebiyat
aşk iksiri, aşkı/cinsel arzuyu kuvvetlendiren içki. İsim
iki kişilik kanape. İsim
aşk hikâyesi
aşk hikayesi
(a) kur/flört yapmak, ayartmaya/evlenmeye çalışmak, (b) öpüşmek, koklaşmak, (c) sevişmek, cinsel temasta bulunmak.
sevişmek, cinsel ilişkide bulunmak.
birini sevip okşamak Fiil
biriyle cinsel ilişkide bulunmak Fiil
analık
aşkım İsim
nefret, düşmanlık, husumet.
There was no love lost between the two brothers.
ne hatır ne de para uğruna elde edilemeyecek şey
gönül acısı
zevk için oynamak Fiil
çocukça tutku, çocukluk aşkı, gelip geçici sevda.
saf sevgi İsim
içten sevgi İsim
katışıksız sevgi İsim
sevgilerini yollamak Fiil
selam göndermek Fiil
selam söylemek Fiil
sevgilerini iletmek Fiil
birbirlerini hiç sevmezler İsim
gönül bağı
abayı yakmak Fiil
yavuklu
sevgili
ana babanın çocuğun vesayeti üzerinde çekişmesi
karşılıksız aşk
ihlasla Zarf, Din ve İnanç
para karşılığı olmadan çalışmak Fiil